23.11.06

kahkaha benden yana

Kasım gelince aralık da geliyor, bu kötü. Ama mesela saat 5 olunca 6 da oluyor, buna bayılıyorum. Size gerçeği yalnızca gerçeği söylüyorum, bu çok aptalca, bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Orada bir siz olduğunu bilmek beni rahatlatıyor, konuşmadan sürekli dinleyen bir siz. Bu rol benimdir normalde, uzun uzun çok uzun dinleyebilirim. Sonra kalkıp karşımdakini öldürmektense gidip içerde muz yerim. Şimdilik fazla şey yok beni mutlu eden. Ama itiraf: eskiye göre daha iyiyim. Aptallaşmak istiyordum; sanırım biraz becerebiliyorum artık bunu. Bazen kahkaha attığıma şahit oluyorum, gözlerime inanamıyorum.

Çamaşırların kirli olup olmadığından emin olmak için onları koklamak gibi daha iyi olup olmadığımdan emin olmak için kendimi yokluyorum. Aslında bunu yapmamalıyım, at makineye yıkansın ne zararı var. Sonra kim katlayacak diye düşünme her zaman katlanabileceğin kadar yükle imtihan edilirsin.

17.11.06

passing through unconscious states

ofisin tavanı büyük bir gümbürtüyle yıkıldı. bir adam düştü aşağı. çelimsiz ve sevimli. onunla konuşuyorum. benimle iş çıkışında bir kahve içer misin diye soruyorum gülümsüyor. iş çıkışında hiç kahve içmedim ki ben diyor. o zaman sana death cab for cutie dinleteyim diyorum. ofiste yalnızız nasılsa, sesini de açıyorum. a movie script ending. birazdan telaşlı bir halde oturduğu yerden kalkıyor, benim diyor gitmem lazım. birkaç tavandan daha aşağı düşmem ve insanların kafasını karıştırmam gerek diyor. ona referans veriyorum. sonra telefonumu da veriyorum. nolur arada bir gel beni yalnız bırakma diyorum. sevdim seni diyor. insanların beni sevmesine şaşırdığımı söylüyorum. her şeyin bir sebebi vardır diyor.


3.11.06

here comes a gale