30.3.07

2 nisan 2007

helvacı çocuk. karın ağrısı. burası çok soğuk. ameliyathaneler soğuk olur. şarkı söyleyen temizlikçi kadınlar. rüyanda beni gör diyor bir tanesi. her şey çabucak geçip gitsin diye uyku uyku sürekli uyku. doktor beni seviyor.

22.3.07

elim sende















trafik ışıklarında beklerken yanımda duruyordu. onu daha önce hiç görmemiştim. birden karşı konulamaz bir refleksle elini tuttum. bana baktı, şaşırmış görünmüyordu. meydana çıkan yol boyu yürüdük. ileride, ‘her şey işte böyle başlamıştı’ diyeceğim bir hikayenin başında olabilirdim o an ya da birkaç gün sonra unutacağım bir şey olarak kalacaktı bu yaptığım. sanırım ikimiz de bunu pek umursamıyorduk. tamamen yabancı olan biriyle aniden yakınlaşmak garip bir duyguydu. saçma sapan şeyler konuşuyorduk, kesinlikle hiçbir anlamı yoktu konuştuklarımızın. ona baktım, halinden memnun görünüyordu. ama uzun sürmedi, o adımı sorduğunda ben eve dönerken markete uğrayıp ekmek, sigara ve atıştıracak bir şeyler almalıyım diye düşünmeye başlamıştım bile. soruyu tekrarladığında elini bıraktım. neyi ne kadar yaşayacağıma karar vermek güzeldi. sonra onu yolun ortasında öylece bırakıp yanından ayrıldım. beklenenin tersine, ama tam da olmasını istediğim gibi, arkamdan gelmedi. bunun için ona müteşekkirim, hala.

21.3.07

funny how secrets travel





















şimdi, iki kişinin bildiği sır değildir. bir zamanlar çok yakınken birden çok uzak olunabilir. bazı şeyleri tekrar etmek güzeldir, tekrarından kesinlikle kaçınılması gereken şeyler olduğu gibi. akşamüstü elde kahve fincanıyla koltuğun köşesine yaslanıp kitap okumak güzeldir. işe gitmek sıkıcıdır, işe gitmek hep sıkıcı olacaktır. herkes intihar notu yazabilir, intihar notları hep çöpe gider. uzun süre hiçbir şey yemezsen acıkmazsın. birini uzun süre görmezsen onu artık özlemezsin. boş evler tehlikelidir, boş evler sır saklar. herkes hayatında en az bir kere uzaklara gitmeyi düşünmüştür. hiç tanımadığın birine seni bir yerden tanıyorum diyebilirsin. akşamları eve dönmek güzeldir, eve dönmek hep güzel olacaktır.



19.3.07

save some dreams for me

grizzly bear, plans eşliğinde plan yapmaya çalışıyorum.

eğer bir karar verebilirsem birkaç gün sonra başka bir yerde olacağım ve orayı sevip sevmeyeceğimi şimdiden kestirmenin hiçbir yolu yok.

kararlarımı uygulamakta üstüme yok ama karar vermek hiç bana göre değil.

bu da burda kalsın işte.

16.3.07

hep






















ilaçlarını almıyordu. yemek yemiyordu. geceleri uyumak sabahları uyanmak istemiyordu. ellerini sıkıca tuttuğumda bana karşılık vermiyordu. sonra bir sabah balkonumuzun penceresinin önüne siyah bir kuş kondu. öyle yüksek sesle konuşuyordu ki bizi uyandırdı. iyi haber miydi kötü müydü bilemedik. şaşkınlıkla birbirimize baktık. o uzun zamandır hiç olmadığı kadar heyecanlıydı. her şeyin değişeceğini umuyordum, her şey değişse bile bazı şeylerin aynı kalmasını umuyordum aynı anda. ona sarıldım, ona hep böyle sarılmak istiyordum.



hapşırmak isteyip de hapşıramamak gibi.
with love and squalor,

10.3.07



2.3.07

hop diye ummaktır beni biraz

bilsen bunları arama böyle bebek
nasılsa gelmez bana bitti dedik
köşeyi faydası zararı dönünce
samanların arasında ortaçağ içinde
kedi köpek ya da karşında işte

sevgilim seninle ördek boyunca
kahraman ya da üzgün başı ıslak seninle

sevgilim Lübnan’da olandan fazlası var bir
sevgilim bomba bom bom demedi mi yok iki
sevgilim seninle Lübnan’da yanalım yok bom üç
köşesi resimlerimizin bunlar yok Muş’ta bom dört
olmazsa olalım Lübnan’ın seninle olan dedim
orda kimse onlar kimse olalım dedim yok kaçtın

hiç özel günümüz yok seninle

franko buskas - gak- sayıbir