28.12.09

biraz bunları

bir filmde izlemedim. hiçbir yerde görmedim. tamamen kendim uydurdum. burada, tam bu durduğum noktada bir şeylerin kontrolden çıkmasıyla kontrol altında ağır aksak gitmesi arasında kafamı yastığın altına sakladım. evin kokusu, sokağın kokusu, sinemada patlamış mısır kokusu, sokakta tökezleyip düşme kokusu, perdeleri bir kapatıp bir açma, balkona çıkma kokusu.

apartman kapısının önünde yılbaşı için noel baba oyuncakları satan adam onu izlediğimden habersiz. oyuncaklardan gelen müzik komşudan gelen piyano sesine karışıyor. salondaki masanın üzerinde caddeye bakarak oturuyorum. baktıkça hafifliyorum, hafifledikçe yüküm artıyor.

biraz bunları al sen taşı, şunu da bana ver.

26.12.09

ibrâhim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim

güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhim
güneşi evime sokan kim

asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasir put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı

ibrâhim
gönlümü put sanıp kıran kim

a.h.ç

25.12.09

kov bostancı danayı yemesin lahanayı


bir kahve yaparsın artık. hakettim. rakibinin gözlerinin içine bak. nakavt için geri sayım. saniyeler ne kadar da yavaş geçiyor sen böyle üstümde olunca. ama iyi değil bu biliyorsun, arkadan saldırmak iyi değil.


üzerinden yeterince zaman geçtiğinde dün geceden aklımda sadece şunun kalmasını istiyorum: prehistorik !



21.12.09

what i did i did

bazen olur. açken mesela. sonra doyarsın. doyunca olmaz. doymak mı iyi aç kalmak mı. neler oluyor. her şey kontrol altında merak etme. endişelenme. biraz sonra geçecek. biraz önce ve daha önce olduğu gibi. aslında hiçbir şey olmuyor. her şey aslında hiçbir şey olmayacak kadar basit. biraz konuşuruz, biraz güleriz. biraz dokunur biraz bakarız. bu kadar deriz sonra. hepsi buydu. muydu.