26.11.05
all in one
Her şey durdu. Kalabalık caddenin ortasında yalpalayarak yürüyorum. Her şey bir anda durdu. O müthiş hareketlilik, o korkunç gürültü; kulak parçalayan gülüşmeler, çığlıklar, arsız bakışmalar, hepsi, olduğu yerde kaldı. Hareket halinde olan tek şey benim. Nereye neye kime ne için ait olduğumu, olmam gerektiğini bilmiyorum. Bir filmde gördüğüm o uzun boylu sarı saçlı kadın gibi bir anda yükselip şık hareketlerle etrafıma saldırmak istiyorum. Uçan tekmeler atarken yüzümde o kendine pek bir güvenen ifadeyi taşımalıyım. Başka türlü hiçbir şeyin inandırıcılığı kalmıyor. Çünkü ifadesi olmayan biriyim ben; çok uzun zamandır ifadesizim. Kimse bana inanmıyor, inanmaları da beklenemez ben bile kendimi tanıyamazken olacak şey değil... Önerilmeyen durum. Önerilmeyen ruh hali. Kaçınılması gereken ifadesizlik. Kutsal güçlerin etkisi, karanlığa götüren ışıklı yol. All in one.