4.2.07
her sabah uyananlara
"ne dediğimi bilmemek istiyorum"
şüphesiz her şey biter. sabah bir kalkmışsın ki bitmiş. bir bakmışsın ki hiçbir şey kalmamış. sonra bütün pencereleri aç, bütün lambaları yak, her yerde ara onu, aramaktan vazgeçtiğinde gözünün önünde durduğunu gör ve vazgeç ondan. şüphesiz her şeyden vazgeçilir. yine de sonsuzluğa iman ediyorum. her şey bitse bile sonsuzluk hiçbir zaman bitmeyecek. zaman hiçbir zaman bitmeyecek.
-----
çok kolay ağlıyordu. dokunsam ağlıyordu. ona dokunmaktan korkuyordum. onu sevmekten korkuyordum. zaman geçiyordu ve o yaşlanıyordu. onun yaşlanmasına dayanamıyordum. onun yaşlıyken ağlamasına dayanamıyordum. ona hep sarılmak istiyordum, beni hiç anlamadın neden beni hiç anlamadın demek istiyordum ona. o ağlıyordu. şüphesiz herkes ağlar.
-----
kimsenin olmadığı bir evde makinelerin çıkardığı sesleri dinlerken buluyorum kendimi. kendimi aradığım hiçbir yerde bulamıyorum, sonra çok başka bir yerde, bir yastığın altında, bir battaniyenin altında, saklanmış buluyorum. makinelerle konuşuyorum ve artık ağlamıyorum. sakinleştiriciler beynimi kemiriyor. her zamanki gibi değilim. değişiyorum. şüphesiz her şey değişir.
-----
"..sokaklarda yanımda dolaşan yağmur..."
-----
benden özür diliyorlar. bana yaptıkları için benden özür diliyorlar. gülümsüyorum. pişmanlığın verdiği ağırlıkla bana bakıyorlar. bana dokunmak istiyorlar ama hiçbir zaman o kadar gerçek olmayı başaramadılar. onları affediyorum. onları sakladığım yerden çıkarıp başucuma koyuyorum. şüphesiz herkes pişman olur.
-----
yaşamak zor ve buna rağmen her sabah uyanıyoruz.