1.4.07

pedal yorgunluğu

döneceğimi kimseye haber vermemiştim. ama herkes duymuş. eve geldiğimde kapıda bekleyen o kadar tedirgin insanı bir arada görünce ne yapacağımı şaşırdım. onlara uçaktayken defterime çizdiğim aptal resimleri göstermek ve aslında durumun hiç de o kadar abartılı olmadığını, bu dönüşün öylesine bir dönüş olduğunu, elbette çok geçmeden geri gideceğimi söylemek istedim. garip bir şeydi bu: oradaki herkes bir taraftan dönmeme seviniyor bir taraftan da nasıl olsa yine gidecek diye rahat bir nefes alıyordu. etraf rahat nefes alan insanlarla doluydu. ben nefes alamıyordum. nefes alamamak bir yana sanki kafamı burnumun üzerinde taşıyordum. yine de her şey gelip geçiyor diye düşündüm. yola çıkmadan önce odasına girdiğimde s.'yi bilgisayar ekranına bakıp ağlarken görmüş ve ne yapacağımı şaşırmıştım. o böyle ağlardı, kimseye belli etmeden, hiçbir şey söylemeden ağlardı. sanırım kendimi daha çaresiz hissettiğim başka bir şey olamaz. çünkü ona teselli verilmez, o bütün tesellileri anlamsızlaştırır.

döndüğümden beri evden hiç çıkmadım. ilk günkü kalabalık epey yordu beni. koku alamayınca tat alamamak gibi sanırım şu anki halim. kendimi ancak böyle açıklayabiliyorum. hazır bu kadar mahrumiyet varken insanın kendine daha fazla eziyet edesi geliyor. ama bugün son artık, yarın dışarı çıkıp bisikletimi tamir ettireceğim. buraya kadar gelmişken etrafı görmeden gitmek olmaz. yine tabii her yol ağzında ona rastlayacağımı umarak bakınacağım etrafa, insanları sıkça ona benzeterek ve bazen de onu unutarak.

evet, onu unutabilirim bile.





<< Home